Seröz Otit (Efüzyonlu Otitis Media) Nedir?
Seröz otit, diğer adıyla efüzyonlu otitis media, genellikle orta kulak enfeksiyonları sonrasında görülen orta kulakta enfeksiyon olmadan sıvı birikmesiyle karakterize bir durumdur. Akut otitten farklı olarak ağrı veya ateş genellikle görülmez, kulakta tıkanıklık hissi işitmede azalma belirtileri olur. Seröz otit, özellikle çocuklarda sık görülür; ancak erişkinlerde, özellikle sinüzit, alerjik rinit, üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası veya geniz bölgesindeki kitlelere bağlı olarak da gelişebilir.
Seröz Otit Neden Olur?
Seröz otit, orta kulağı genizle (boğazın arka kısmıyla) birleştiren orta kulağın hava dengesini sağlayan östaki tüpünün fonksiyon bozukluğu sonucunda gelişir. Tıkandığında orta kulakta negatif basınç oluşur ve sıvı birikmeye başlar. Çocuklarda östaki tüpünün kısa ve yatay olması, sıvı birikimini kolaylaştırır.
Başlıca sebepler
- Üst solunum yolu enfeksiyonları (nezle, grip, sinüzit)
- Geniz eti (adenoid) büyümesi
- Alerjik rinit (alerjik burun iltihabı)
- Burun tıkanıklığı veya yapısal problemler (deviasyon, konka hipertrofisi)
- Sigara dumanına maruz kalma
- Basınç değişiklikleri (uçak yolculuğu, dalış vb.)
- Geniz bölgesi kitleleri
Seröz Otit Belirtileri Nelerdir?
Seröz otit genellikle ağrı yapmadığı için fark edilmesi zaman alabilir. Çocuklarda bazen tek belirti, televizyon sesini artırma ya da anne-babanın söylediklerini duymama olabilir.
En sık görülen belirtiler:
- İşitmede azalma veya kulakta tıkanıklık hissi
- Kendi sesini yankılı duyma (otofoni)
- Kulakta dolgunluk veya basınç hissi
- Kulak çınlaması veya uğultu
- Çocuklarda dikkat dağınıklığı veya gecikmiş konuşma
- Çocuklarda bazı harflerde telafuz bozukluğu (artikülasyon bozukluğu
Seröz Otit Ne Zaman Ciddi Bir Durumdur?
Seröz otit uzun süre devam ederse kalıcı işitme kaybı veya kulak zarında kalınlaşma veya çökmeye yol açarak kronik problemlere yol açabilir. 3 haftadan uzun süren işitme azlığı, çocuklarda konuşma veya dil gelişiminde gecikme, kulakta sürekli dolgunluk veya basınç hissi varsa odyolojik değerlendirme yapılmalı ve sebebe yönelik tedavi başlanmalıdır.Erken tanı ve tedavi, işitme fonksiyonunun korunması açısından çok önemlidir.
